Herşey, Mercedes-Benz'den gelen bir telefonla başladı. Daha önce başvuruda bulunduğum PEP Stajyer Programı için aramışlardı. Telefonda mülakat yapmak istediklerini, bunun kısa bir "Almanca konuşma" şeklinde olacağını söylediler. Durun bir saniye!!. Günlük hayatta bile tanıştığım yeni bir kişiyle konuşurken heyecanlanan ben, Almanca, üstelik de hayalimdeki yer olan Mercedes-Benz'den bir yetkiliyle nasıl konuşacaktım? Liseden itibaren Almanca dersleri almıştım, Almanca bilgim yeterliydi, fakat iş konuşmaya gelince tıkanıyordum. Öğrenilen yabancı dilde okumak, yazmak, çeviri yapmak tamam güzel fakat konuşabilmek en önemlisi. Bu yüzden telefondaki yetkili, nazikçe Almanca konuşmanın şart olduğunu, sene sonunda tekrar iletişime geçmemi söyledi.
O an kaybetsem de, gelen bu telefon benim için bir milat oldu. O andan itibaren kişisel gelişimim için yaptıklarımı izlemeye ve bir yere kaydetmeye karar verdim. Bunu yapmak için en güzel şey, tabiki bir blog açmaktı, ben de öyle yaptım.
Bu blogda kişisel gelişimimi izleyecek, sosyal aktivitelerimden haberdar olacak, Mercedes-Benz'den haberler okuyacak ve 1 sene sonra, tutkuyla istediğim Mercedes-Benz için yeterli olup olmadığımı benimle birlikte öğreneceksiniz.
Umarım eğlenirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder